Eğitim lüks değil en temel ihtiyaç!

admin

Yaşam hakkından sonra en temel hak eğitim hakkıdır. Dünyanın neresine giderseniz gidin, anayasalar ile güvence altına alınması bu yüzdendir. 

Eğitimin nasıl olacağı da anayasal güvence kadar önemlidir. Eğitimin, siyasetin en önemli konulardan biri haline gelmesi de bu yüzdendir. Bu konuda başarılı olanların başarısı daim olur, başarısız olanlar ise sürekli olarak eleştiri oklarının hedefi haline gelir ve oy kaybederler. Dünyanın her yerinde bu böyledir. 

İyi bir eğitim her çocuğun hakkıdır! 

Kimi ülkeler bunu devlet eliyle yapmaya çalışır, kimi zorunlu eğitim süresiyle sınırlandırır. Kiminde ise devlet, özel, vakıf eliyle yürütülür. 

Bizdeki uygulama eğitimin yüzde 90’ının devletçe yürütülmesi yönünde. 

Her ne kadar bütçeden en büyük pay eğitime ayrılsa da öğrenci sayısının çokluğu ve farklı tercihler nedeniyle eğitimde, özellikle de ”nitelikli” eğitimde ciddi sıkıntılar yaşanıyor!.. 

Özel okullara ilginin artması ve fiyatların dünya ölçeğinde bile aşırı derecede yükselmesi biraz da bu yüzden… 

Anne babalar için en değerli varlıkları, çocukları, en önemli konu da onların geleceği. Devlet için de durum farklı değil. 

Cumhuriyet tarihi boyunca gelen tüm iktidarlar eğitimi fazlasıyla önemsedi. Ülkemizin dört bir yanını okullarla donattı ve bütçeden en büyük payı da son yıllarda olduğu gibi genelde hep eğitime ayırdı. Peki, devlet ve millet olarak yaptığımız onca fedakârlığa ve katettiğimiz onca yola rağmen geldiğimiz noktadan memnun muyuz? Evet demek mümkün değil ama bu durum sadece bizde böyle değil, gelişmiş ya da gelişmekte olan ülkelerin de ortak sorunu. Bizdeki ekstra sıkıntının nedeni ise genç nüfusumuzun çok olması. 

Profil de önemli 

Kolejleri kolej yapan en önemli ayrıntılardan biri de öğrenci ve veli profilidir. 

Ücretler eskiden orta ve üstü beyaz yakalı çalışanların ödeyecekleri düzeydeydi ve bu kesimden pek çok öğrenci “kolejli” olabiliyordu. 

Şimdi bırakın çalışanları üst düzey bürokratlar ve özel sektörün tepe yöneticileri bile pahalı özel okulların önünden geçemiyor. 

Biraz popüler olmuş özel okullarda yıllık öğrenim ücreti ve masraflar bir milyonu çoktan geçti. Ücretlerdeki artış oranları, Bakanlığın uyarılarına rağmen inanılmaz boyutlarda. Daha da artacak. Garip olan ise ücretler arttıkça öğretmen ücretlerinin yerinde sayması hatta asgari ücret düzeyine inmesi!  

Özel okul sahipleri ücret artışının enflasyondan ve vergi yükünden kaynaklandığını söylese de aksini söyleyenler de bir hayli fazla. 

Maliye’nin KDV oranını yüzde 1’e çekmesi beklenirken yüzde 8’den 10’a çıkartması da eğitime şaşı bakışın başka bir örneği!.. 

Öğrenim ücretlerindeki bu artış evlenme ve çocuk yapma yaşını sürekli öteliyor. İkinci çocuğu düşünenlerin sayısı da her geçen gün azalıyor. Ortak gerekçeleri de şu: ”Daha iyi bir eğitim ve daha iyi bir gelecek sağlayamayacaksak neden çocuk yapalım” Haksızlar mı? 

Evet haklılar ama bunun yolu evlenmekten ve çocuk yapmaktan kaçmak olmamalı. 

Avrupa örneğinde olduğu gibi doğurganlık oranları ülkelerin bekası açısından eğitim kadar önemli bir konu!.. 

Ücretler neden yüksek? 

Tarlada 20, 30 TL olan ürünler pazarda ya da marketlerde neden 80, 100 TL ise devlette bedava olan eğitim de özel okullar da bu yüzden bu kadar pahalı. Girdiler yüksek, maliyetler, vergiler, kâr oranları, yatırımlar inanılmaz boyutlarda ve hepsi de velilerin sırtına yükleniyor… 

“Her özel okul sahibi ve özel okulda çalışan her öğretmen iyi kazanıyor, çocuğunu koleje gönderen her veli zengin, bu okullardan mezun olan her öğrenci çok iyi yabancı dil öğreniyor, hiç destek almadan çok iyi üniversiteleri kazanıyor” demek de yanlışların en büyüğü olur. 

Özel okullar olmalı hatta devletin sırtındaki yükü azaltmak için daha da çok olmalı ama tüm paydaşlar eşit oranlarda fedakârlık yapmalı. 

Devlet “Ben daha çok vergi alacağım”, kurucular “Ben daha çok kazanacağım” der ve veliler de “Yeter artık” derse bu işin kazananı az ama kaybedeni çok olur! 

Sonuç ne olur? 

Böyle giderse: Ücretler daha da artar. Kalite daha da düşer. Veli profili daha da değişir. Öğrenci daha da mutsuz olur. Devletin üzerindeki yük daha da artar. Doğurganlık daha da azalır… 

Özetin özeti: Eğitim şansa bırakılamaz!.. 

Yorum yapın